
Herşeyden önce elimizde (kelimenin anlamıyla direk örtüşüyor) 'bayat' bir sinema var. Herşey bunun içinde. Oyunculuklar olabildiğinin en üst noktasında teatral ve eski moda. Senaryo deseniz ilk başta tüm yapaylığa rağmen hoş gelse de bir süre sonra boş olmaktan ileri gidemiyor. Gerçekten keyifli anlar mevcut filmde. Ki genel olarak seyirciyle birlikte ben de baya güldüm (ya da gülümsedim diyelim) ama herşeyden önce böyle bir materyal için gereksiz uzunlukta bir film. Bu genel vasatlığa yönetmen Alain Resnais de eşlik ediyor. Arada çok hoş mizansenler ve vasatın üstü performanslar yakalasa da genel olarak 'aldım tiyatro metnini kameraya garip ('weird' lafı çok uyar) bir şekilde aktardım' havasında. Filmden nefret etmedim belki ama eksileri artılarının çok üstünde. Ve bu tarz bir hoşluklar öyküsünün olması gerektiği hafif ve belki de biraz masalcı yapıyı karşılaşasa da genel olarak başarılı olamayan bir çaba olarak kalıyor. Sanırım Venedik'teki yönetmen ödülünü de isme vermişler.
Bugün "Durgun Yaşam" diğer bir popüler filmdi. Ben yarın görebileceğim onu. "Hayalet Dalgalar" ve "Güçsüzün Hakkı" ile beraber.

1 comment:
cok guzel bir blog ve guzel bir festival gunlugu, tesekkurler
Post a Comment