Bu sene şanslı bir kitle Gus Van Sant'e hayranlıklarını ikiye katladılar. Amerika'nın en önemli ve belli bir noktada kalmayan yönetmeni Boğaziçi Üniversitesi'ndeki master class'ta genel anlamda sinema macerasından bahsetti. Sanatla ilk tanışması bunun ardından ilk film yapma denemelerini bizimle paylaştı. Neredeyse her filminden ayrıntılı biçimde bahsedildi. Drugstore Cowboy da konuşuldu Psycho da. Gerry'nin veya Good Will Hunting'in üzerinden eşdeğer oranlarda bahsedildi. Herşeyden önce şunu söylemek uygun olacaktır Gus Van Sant ister ana akım olsun ister sapına kadar kişisel her yaptığına sahip çıkan birisi. Bu sırada çektiği bazı kısaları ve klipleri de gösterdi. Elbette büyük ihtimalle önümüzdeki ay Cannes'da yarışacak olan (sorduğumda henüz kendisinin de yarışıp yarışmayacağını bilmediğini söyledi) Paranoid Park'tan ufak bir sahne gösterdi. Şu kadarını söyleyeyim filmde oldukça farklı bir müzik kullanımı bizi bekleyecek.
2 saati geçen master class'ın ardından sahneden inen Gus Van Sant bu sefer salonun içinde öğrencilerin sorularını teker teker cevapladı. Fotoğraflar çekildi, kitapları, albümleri ya da DVD'leri imzalatıldı. Ardından Mithat Alam Film Merkezi'nde bir nevi Altyazı'yla söyleşi modunda ama çok daha relax bir muhabbete daldı. Aklımıza gelen herşeyi sorduk ve o da son derece ciddiye alıp çok hoş bir sohbet çıkardı. Sonra da acıktığı için 22.00 sularında Levent Namlı'ya gidildi ve orada da gece 12'ye kadar sohbet edildi.
Cannes'da yaşananlar, diğer yönetmenlerle ve sinemalarıyla ilgili görüşleri, filmlerindeki tercihler ve kamera arkası bilgileri vs. vs. deli gibi şanslı hissettiğim bir akşamdı. Ama herşeyden önce bağımsız olma ruhunun nasıl bir şey olduğunu gördüm. Gus Van Sant her şeyden ilham kapmayı beceren bu anlamda algıları son derece açık ve bunu da biçimsel arayışlarına mükemmel bir şekilde yediren birisi. O mütevazılığı ise her şeyi çok daha özel yapıyor.
No comments:
Post a Comment