Karaula (Sınır Karakolu)
İnsan Hakları bölümünün sağlam filmlerinden birisi de "Sınır Karakolu"ydu. Parçalara ayrılmamış bir Yugoslavya'da geçen filmin yönetmeni Rajko Grlic, oldukça hoş fikirlerden oluşan son derece eğlenceli bir filme imza atmış. Arnavutluk sınırındaki askerlerin yaşadığı olağan dışı bir üç hafta üzerinden ülkenin o anki durumundan, ordunun işleyişine kadar pek çok konuda hoş görseller sağlayan ama içindeki hümanizmayı da bir an bile yitirmeyen bir filmdi. Maalesef sonlara doğru baş gösteren 'şöyle etkileyici bir son yapayım' durumları filmin genel samimiyetine uygun değildi diye düşünüyorum. Ama öyle ya da böyle "Sınır Karakolu" kolay karşılaşamayacağınız zeki komedilerden birisiydi. Bölgeden son yıllarda bence çıkan en iyi filmlerden de birisiydi.
4/5
I Served the King of England (İngiltere Kralına Hizmet Ettim)
"Yıllara Meydan Okuyanlar" bölümü bu senenin en büyük hayal kırıklığı yaratan bölümüydü herhalde. Ben sadece 2 film izledim ama genel olarak o bölümde yer alan filmlerden memnun kalanların sayısı azdı. En çok Otar Iosseliani'nin filmi hakkında iyi şeyler söyleniyordu ama ben yönetmenin mizah anlayışını sevmediğimden o filme gitmeye kalkışmadım. Jiri Menzel'in "İngiltere Kralı'na..."i için ise salona girmeden önce pek iyi şeyler duymadım. Belki de beklentilerimi düşürdüğüm için film benim gayet hoşuma gitti. Menzel'in izlediğim ilk filmi bu ama tavrını ve kabul edelim eski moda sinema anlayışını yine de taşıyabildiğini düşünüyorum. En azından bunu öyküye son derece etkin biçimde yedirebilmiş. Çek'lerin tarihini bir karakter üzerinden ve onun öyküsüne yedirerek anlatan film çok hoş vakit geçirtiyor. Film hakkında olumlu düşünen birtek ben de değilim. Tüm salonun çok eğlendiğini, bol bol güldüğünü ve filmin bitişinde de alkışlandığını belirteyim.
3/5
No comments:
Post a Comment