Kieslowski'nin kankisi Agniezska Holland, genel anlamda bulunduğu saygın yere rağmen geniş kitlelerce o kadar iyi tanınmış bir yönetmen değil maalesef. Son filmi, "Copying Beethoven" da maalesef pek müşteri bulamadı yurt dışında. Açıkçası ben filmden baya kötü birşey bekliyordum. Geçen sene Oscar'lar için Ed Harris'in adı film öncesinde konuşulmuş ancak film genel anlamda vasat eleştirilerle karşılanınca çabucak çaptan düşmüştü.
Öncelikle şunu söylemek lazım klasik müziğe alerjisi olanlar bu filmde bolca sıkılır. Film Beethoven'ın 9. senfonisine hazırlandığı dönemde notalarını kopyalamak için gelen genç ve güzel bir öğrenciyle kurduğu ilişki üzerine gidiyor. Usta-çırak, güzel ve çirkin ne derseniz diyin gayet tahmin edilebilir bir ilişki izliyoruz. Yine de film belli noktalarda bence gayet etkili olabiliyor. Özellikle müzikal sekanslardaki biraz kendini belli etse de kurgu oyunları benim hoşuma gitti. Filmin gayet özenli bir görselliği var. Buna kostümler ve sanat yönetmenliği de eşlik ediyor. Ama herşeyden önce elbette Ed Harris mükemmel. Adam tek başına filmi izleme nedeniniz olabilir. Bunun yanında Diane Kruger'ın da şimdiye kadar hep güzelliğini gördük ama ilk defa burada iyi bir oyuncu olabileceğine ikna oldum. Özellikle iki oyuncunun konser anında sergiledikleri performans benim çok hoşuma gitti.
Dediğim gibi klasik müzikten hoşlanmıyorsanız film size inanılmaz sıkıcı gelecektir. Zira müzik her yerde. Filmin eksileri var elbette. Mesela 9. senfoniye kadar esere olan odaklanma filmin asıl derdini ikinci yarıya bırakıyor. Bu da hafif bir bölünmüşlük duygusu yaratıyor ister istemez. Ve kabul edelim öykü çok da orijinal değil. Yine de ben bu deneyimden gayet memnun kaldığımı söyleyebilirim.
3/5
No comments:
Post a Comment