Saturday, January 27, 2007

Charlie Wilson's War

Bu aralar boşladım burayı farkındayım. Umuyorum yakında tekrar eski formuma dönebilirim. Neyse... önümüzdeki sene sabırsızlıkla beklediğim filmlerden birinin yayınlanan ilk resmini paylaşayım dedim.
"Charlie Wilson's War" Texas'lı bir vekilin öyküsünü anlatan kitaptan uyarlanmış.
- Filmin yönetmeni "The Graduate", "Who's Afraid of Virginia Woolf" gibi filmlerin efsane yönetmeni Mike Nichols. (Nichols, en son "Angels in America" ve "Closer"ı yönetmişti.)
- Senarist, benim hastası olduğum Aaron Sorkin. (West Wing, Studio 60)
- Başrollerde 3 Oscar'lı oyuncu Tom Hanks, Julia Roberts ve Phillip Seymour Hoffman var. Ayrıca geçen sene yıldızı parlayan Amy Adams da filmde yer alıyor.
Film önümüzdeki kış gösterime girecek ama resmi ve Julia'nın garip saçlarını görünce dayanamadım blog'a koyayım dedim. :)

Tuesday, January 23, 2007

Oscar'da bolca sürpriz: "Letters'ı seyretmişler"


Az önce Oscar adayları açıklandı ve baya sürpriz var. Tabii beklediğimiz adaylıklar çoğunlukta ama ben beni şaşırtan ve ekstra sevindirenlerle başlayayım.

Dreamgirls
haketmediği en iyi film adaylığını alamadı.

Pan's Labyrinth
ve Children of Men gibi eleştirmenlerin sevgilisi filmler senaryo adaylığı almayı başardı.

Ryan Gosling
'in adaylığı kesin gibiydi ama sevindim işte.
Yabancı film kategorisinde Almodovar'ın Volver'i yok.
Yardımcı erkek oyuncu kategorisinde "The Departed"la Jack Nicholson adaylık alamadı ama Mark Wahlberg listeye girmeyi başardı.
Leonardo ise "The Departed" yerine "Blood Diamond"la aday oldu.
Paul Greengrass sonuna kadar hakettiği yönetmenlik adaylığını aldı.
Ve tabii ki en büyük sürpriz. Meslek birliklerinin görmezden geldiği (ya da basitçe görmediği) Letters from Iwo Jima film, yönetmen ve senaryo kategorilerinde yer buldu.
Yarışın gidişatı birden değişti. "The Departed" & "Little Miss Sunshine" yarışta kan kaybetti. Zararsız çıkan "Babel" oldu. Tabii Clint'i de görmezden gelmeyelim. :))

En iyi Film
Babel
The Departed
Letters from Iwo Jima
Little Miss Sunshine
The Queen

Yardımcı Kadın Oyuncu
Adrianna Barraza, Babel
Cate Blanchett, Notes on a Scandal
Abigail Breslin, Little Miss Sunshine
Jennifer Hudson, Dreamgirls
Rinko Kikuchi, Babel

Yardım Erkek Oyuncu
Alan Arkin, Little Miss Sunshine
Jackie Earle Haley, Little Children
Djimon Honsou, Blood Diamond
Eddie Murphy, Dreamgirls
Mark Wahlberg, The Departed

Kadın Oyuncu
Penelope Cruz, Volver
Judi Dench, Notes on a Scandal
Helen Mirren, The Queen
Meryl Streep, Devil Wears Prada
Kate Winslet, Little Children

Erkek Oyuncu
Leonardo DiCaprio, Blood Diamond
Ryan Gosling, Half Nelson
Peter O'Toole, Venus
Will Smith, Pursuit of Happyness
Forest Whitaker, Last King of Scotland

Yönetmen
Alejandro Gonzalez Inarritu, Babel
Martin Scorsese, Departed
Clint Eastwood, Letters
Stephen Frears, The Queen
Paul Greengrass, United 93

Orjinal Senaryo
Babel
Letters from iwo Jima
Little Miss
Pan's Labyrinth
The Queen

Uyarlama Senaryo
Borat
Children of Men
The Departed
Little Children
Notes on a Scandal

Yabancı Film
After the Wedding
Days of Glory
Lives of Others
Pan's Labyrinth!
Water

Animasyon
Cars
Happy Feet
Monster House

tüm katergorileri buraya yazacak olursam baya uzun olacak. Siz iyisi mi Oscar'ın orjinal sitesinden bakın. :)
TIKLAYIN

En çok adaylık alan filmlere gelince...
Dreamgirls - 8 (en iyi film, yönetmen ve senaryo kategorilerinde aday olamadı)
Babel - 7

Pan's Labyrinth - 6
The Queen - 6

Blood Diamond - 5
The Departed - 5

Letters from Iwo Jima - 4
Little Miss Sunshine - 4
Notes on a Scandal - 4
Pirates of the Caribbean - 4

Children of Men - 3
Little Children - 3
Apocalypto - 3

Sunday, January 21, 2007

Yarış kızışıyor...

Salı'ya kadar önemli birşey olmaz diyordum ama oldu. Dün yapımcılar birliği (PGA) onlara göre yılın en iyi filmini seçti: "Little Miss Sunshine". Aslında oldukça çekişmeli bir kategoriydi. Yapımcı gözüyle baktığımız zaman iki görkemli film Babel ve Dreamgirls oldukça büyük bir avantaj sağlıyorlardı. Ancak adaylar içinde bu iki filmin destekçileri olduğu kadar filmleri beğenmeyenler de var. "The Queen"e kimse şans tanımıyordu ve en iddialı konumdaki film de "The Departed"dı. Açıkçası ben de "The Departed" olur diyordum ama LMS'in neden seçildiğini de anlayabiliyorum. Gayet düşük bütçeli olmasına rağmen star olmasa da çok iyi bir oyuncu kadrosu kurup bunun üzerinden adamlar yılın en çok konuşulan filmlerinden birisini yarattı.
"The Departed"ın almamasında tek sevindiğim nokta ise PGA filmin yapımcılarından sadece Graham King'i yarışabilir bulmuştu. Halbu ki Scorsese dahil olmak üzere herkes Brad Grey'in de film için çok çalıştığını ve adaylıkta isminin geçmesi gerektiğini söylemişti. (Grey'in Paramount'ın başında olması bu açıdan yarışmasını engelliyormuş) Sonuçta King'in tek başına o ödülü almaması iyi oldu.
Akademi geçtiğimiz senelerde filmin kredilerinde geçen yapımcıların ciddiye alınmayacağını ve maksimum üç kişinin ödüllerde adının geçeceğini belirtmişti. Ve bu konuda da referans olarak PGA'i kabul ediyorlardı.
Yalnız bu seçimin şöyle bir unsuru var ki; Oscar'larda en iyi film yarışını şekillendiren ödüllerden birisidir PGA. İstisnalar dışında çoğunlukla PGA'i alan film en iyi film Oscar'ını da alır götürür. (Tabii bu istisnaların daha çok geçtiğimiz senelerde yaşanması bundan sonra istisna olmaktan çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor bence.)
Neyse... sonuçta Little Miss Sunshine ciddi bir avantaj sağladı yarışta. Oscar adayları ise Salı öğleden sonra.

Saturday, January 20, 2007

insanın umudunun yıkıldığı anlar...

Çok korkunç bir gün bu. Elbette ilki değil, maalesef sonuncusu da olmayacak. Hrant Dink'e yapılan bu iğrenç saldırıyı kınıyor ve arkasında kim varsa (evet farkındayım herkes işine geleni suçluyor) lanetliyorum. Bu olay üzerine benim sevgili halkımdan 'haketmişti' diye düşünen cahilleri ise iki katı lanetliyorum.
Böyle günler bizim için önemli. Tepkimizi yeterince göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Hepimizin ama en başta ailesinin başı sağolsun. Dink, nur içinde yatsın ve unutulmasın.
(fotoğraf NTVMSNBC'den alınmıştır)

---- ---- ---- ---- ----
Bu aralar biraz fazla yoğunum o yüzden çok fazla güncelleme yapamıyorum özür dilerim. Büyük ihtimalle Salı öğleden sonra açıklanacak Oscar adaylarına kadar da yeni mesaj atamayabilirim.

Tuesday, January 16, 2007

Altın Küre izlenimleri...


Aşağıda tahminleri ayrıntılı biçimde yazmıştım. Onların içinden kazananlar hakkındaki yorumlarımı da çıkarabilirsiniz. O yüzden ben kısa kısa tören hakkında yorum yapayım.
  • Gecenin en keyifli anı Tom Hanks & Warren Beatty'nin konuşmalarıydı. Özellikle Hanks bu işin nasıl yapılacağını iyi biliyor.
  • Meryl Streep'in konuşması çok iyiydi. Helen Mirren bu fazla 'İngiliz' soylusu tavrı yüzünden zarar görebilir mi yarışta diye düşünüyorum. Ama yok, Mirren yenilmez.
  • Sacha Baron Cohen dünkü 'aşırı' konuşmasıyla Oscar adaylığı şansını yok etti sanırsam. Eddie Murphy de fazla ciddi ve sıkıcıydı.
  • Jennifer Hudson'ın konuşması tam hedefe vuran bir ok gibiydi. Çok iyi bir taktik.
  • Martin Scorsese'nin ayakta alkışlanması sonunda Oscar'a uzanacağının en büyük kanıtı. Ve çok hoş bir andı.
  • Clint Eastwood bir nevi teselli ödülü aldı Oscar mağlubiyeti öncesi... ama ben çok sevindim. Diğer en çok sevindiğim kategori kesinlikle senaryoydu. "The Queen" hak ederek aldı.
  • Babel konusuna çok girmek istemiyorum. Sonuçta HFPA filmi beğenmişti bunu biliyoruz. Ama bunun Babel'e en iyi film Oscar'ının kapısını açacağını hiç sanmıyorum. "The Departed" hala önde.
  • "Ugly Betty"ye hala çok şaşıranlar var. Arkadaşlar anlayın artık çok sevildi Amerika'da. Ki ekip de gayet sempatikti. Herhalde gecenin en sevinen ve sevimli kadrosu onlardı. Grey's Anatomy'nin konuşma yapan yapımcısı da çok sempatikti.
  • Şık rüküş olayına girmeyi pek sevmem, anlamam da... ama Cameron Diaz, Jennifer Love Hewitt ve Rinko Kikuchi hatırladığım korkunçlardı. Aklımda kalan güzeller ise Reese Witherspoon, Emily Blunt ve Cate Blanchett'ti.

Monday, January 15, 2007

Altın Küre Tahminleri (TV)

Altın Küreler özellikle TV kategorilerinde baya tahmin edilemez olurlar. Emmy, SAG gibi ödüllerin aksine genel tutumları çok değişkendir. O anki haletiruhiyelerine göre acaip yön değiştirebilirler. O yüzden TV de tahmin yürütmek gerçekten iş. Ama bir bakalim bu sene neler olabilir?
En iyi Dizi - Drama: Grey's Anatomy
Hala izlemeye başlayamadım şu diziyi ama Amerika bu kadronun hastası. Emmy'lerde 24'ün zafer kazanmış olması HFPA için pek birşey ifade etmiyor ama Jack Bauer bu doktorların hemen ensesinde soluyor. Emmy'lerin 24'ü seçmesi anlaşılırdı, genellikle popülist Altın Küreler de Grey'i seçecektir. Bu arada tamamen üyelere de bağlı bir durum var ki o da Heroes. Sürpriz yapma olasılığı çok yüksek.
(alternatif: Heroes)

En iyi Dizi - Komedi: Ugly Betty
Desperate Housewives 2 senedir üstüste kazanıyor bu ödülü. HFPA üyeleri de özellikle komedi kategorisinde bir diziye taktılar mı takıyorlar. (Bkz. Sex and the City) Ki dizinin 3. sezonu geçen seneki halinin kat be kat üsünde. Ama bu sene yeni bir rakibi var ev hanımlarının. Bizim ülkemizde her türlü versiyonu gösterilen "Ugly Betty" Amerika'da pek orjinal bulundu ve bu gecenin en iddialı ismi. The Office bu çekişme arasında sürpriz yapabilir.
(alternatif: Desperate Housewives)

En iyi Mini Dizi / TV filmi: Elizabeth I
Tam sevecekleri gibi süslü püslü bir dönem filmi. Bu arada Bleak House'ın çok övüldüğünü söylemeliyim.
(alternatif: Bleak House)


Erkek Oyuncu - Drama: Michael C. Hall (Dexter)
Bu kategori zor işte. Kiefer Sutherland her zaman güçlüdür. Hugh Laurie herkesin sevgilisi ve tabii aynı statüde Patrick Dempsey de var. O yüzden bu üçü içinde seçim yapmak çok zor. Ben de onların dışında birini seçtim. Performansın değerini verirler mi bilmiyorum ama en azından kazanması gereken kişi Michael C. Hall'dur.
(alternatif: Hugh Laurie - House MD)

Kadın Oyuncu - Drama: Ellen Pompeo (Grey's Anatomy)
Dizinin popülaritesi üzerinden şanslı bir isim zaten bu sene liste oldukça sönük. Sonuçta Evangeline Lilly bile aday. Elbette ödülü alması gereken birisi varsa o da Edie Falco. Ama pek şansı olduğunu düşünmüyorum. Ben burada da popülist davranırlar diye düşünüyorum. Ama diğer taraftan Kyra Sedgwick çok övülüyor ve ödülü ona da verebilirler.
(alternatif: Kyra Sedgwick - The Closer)

Erkek Oyuncu - Komedi: Alec Baldwin (30 Rock)
30 Rock yanılmıyorsam yayından kaldırıldı ya da o riske sahip. Ama Alec Baldwin çok iyi eleştiriler aldı ve her zaman sinema kaynaklı oyuncuların TV performanslarını tutuyorlar. Gönül Jason Lee der, ama alternatif de Steve Carrell gibi gözüküyor.
(alternatif: Steve Carrell - The Office)

Kadın Oyuncu - Komedi: America Ferrera (Ugly Betty)
Konuşmaya bile gerek yok. Bu arada Ferrera'nın büyük başarısını engelleyecek tek isim bence Marcia Cross olabilir. 3 sezondur görmezden gelinen oyuncu heykelciğin bu seneki sahibi olabilirdi. Ama "Çirkin Betty" pek seviliyor.
(alternatif: Marcia Cross - Desperate Housewives)

Kadın Oyuncu - Mini Dizi-TV filmi: Helen Mirren (Elizabeth I)
Mirren'ın aynı gece iki ödül birden alması garip olacak aslında. Eğer başka biri alırsa sırf bu senaryoyu yok etmek içindir. Belki, hazır Warren Beatty'ye ödül verirken Annette Bening de bir ödül alsın diyebilirler ama pek sanmıyorum.
(alternatif: Annette Bening - Mrs. Harris)

Erkek Oyuncu - Mini Dizi-TV filmi: Matthew Perry (Ron Clark Story)
Walla ben bilmem hiçbirini izlemedim ama Perry'ye çok şans tanıyorlar. Bir diğer isim de alternatif bölümünde zaten. Tsunami olayı gayet cezbedici olabilir.
(alternatif: Chiwetel Ejiofor - Tsunami, The Aftermath)

Yardımcı Kadın Oyuncu: Elizabeth Perkins (Weeds)
Perkins ödül vermek isteyecekleri birisi. Ve Weeds'i de seviyorlar. Keşke Sarah Paulson alsa ama sanırım bir şansı yok. Emily Blunt sürpriz yapabilir.
(alternatif: Katherine Heigl - Grey's Anatomy)

Yardımcı Erkek Oyuncu: Jeremy Irons (Elizabeth I)
Hiç haketmiyor ama ismi var işte. Hem bu kategorilerde yaşlılara vermeyi de seviyorlar.
(alternatif: Jeremy Piven - Entourage)

Sunday, January 14, 2007

Elizabeth Altın Çağı'nı yaşayacak.

Cate Blanchett'i dünyaya tanıtan "Elizabeth"in devam filmi "The Golden Age"in çekimleri sürüyor. Üçlemenin bu ikinci parçasında yönetmen yine Shekhar Kapur. Blanchett'in yanında Geoffrey Rush yine kadroda yer alıyor. Kadroya eklenen yeni isimler arasında ise Clive Owen ve Samantha Morton gibi güçlü isimler mevcut. "The Golden Age" önümüzdeki Ekim ayında Amerika'da görücüye çıkacak. Belki daha önceden festivallere de katılabilir.
Filmin setinden yayınlanan çeşitli fotoğraflar aşağıda. Büyük halleri için üstlerine tıklamanız yeterli.





Altın Küre tahminlerim... (Sinema)

Daha önce de yazmıştım adaylar hemen açıklandıktan sonra ama şimdi sahici tahminlerim burada.
Bu sene film kategorilerinin tahmin edilmesi zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü bariz favorilerin yanında HFPA'in ödüllendirmek isteyeceği isimler de var. Neyse lafı uzatmadan başlayalım.


En iyi Film (Drama) - The Departed
Burada "The Departed" favori elbette. Babel'in daha çok adaylığı olması kafaları karıştırıyor ama bence ayaklarını sağlam basarlar ve şu anda Oscar için en iddialı ismi taçlandırırlar. Hem Brad Pitt de yapımcılar arasında olacak onun sahneye çıkıp konuşmasını isteyeceklerdir.
(alternatif: Babel)

En iyi Film (Komedi/Müzikal) - Dreamgirls
Dreamgirls'ü pek sevmedim bildiğiniz gibi. Burada ödülü almamasını da isterim. Açıkçası "Little Miss Sunshine"a vermelerini tercih ederim ben. Ama HFPA'in ne düşündüğünü bilmek zor. Borat'ın da ciddi bir tehlike oluşturduğunu söylemek gerekiyor.
(alternatif: Little Miss Sunshine)

Kadın Oyuncu (Drama) - Helen Mirren (The Queen)
Fazla laf sarfetmeye gerek yok. Bu senenin kraliçesi Mirren. Oscar da şimdiden kucağında.
(alternatif: YOK)

Kadın Oyuncu (Komedi/Müzikal) - Meryl Streep (The Devil Wears Prada)
Evet belki Mirren kadar kesin değil. Ama burada onu tek zorlayabilecek isim Beyoncé. Ve inanın hiç şansı yok.
(alternatif: YOK)


Erkek Oyuncu (Drama) - Leonardo Dicaprio (The Departed)
İşte dananın kuyruğunun kopacağı yer. Daha önce Will Smith'i tahmin etmiştim ama son 2-3 haftadır üzerindeki ilgiyi Leo ve Forest Whitaker'a kaptırdı. Aslında mantıken Altın Küre'nin Whitaker'a gitmesi gerek. Çünkü şimdiye kadar neredeyse her ödülü silip süpürdü. Leo'nun da dezavantajları var "Blood Diamond" adaylığı ve daha 2 sene önce bu ödülü almış olması gibi. Ama "Blood Diamond" bence oy bölünmesine falan yol açmaz. İçimden bir his burada DiCaprio diyor o yüzden şansımı öyle deneyeceğim. Ama şu an olasılıklarda elbette Whitaker önde ve çok güçlü.
(alternatif: Forest Whitaker - Last King of Scotland)

Erkek Oyuncu (Komedi/Müzikal) - Sacha Baron Cohen (Borat)
Rakipsiz olduğunu düşünüyorum. Süper popüler Johnny Depp bile onu durduramaz.
(alternatif: YOK)


Yard. Kadın Oyuncu - Jennifer Hudson (Dreamgirls)
Babel kadınları ensesinde soluyor ama Hudson burada yeni star adayı olarak göz dolduracaktır. Keşke Abigail'i başrol sayıp şansını sıfırlamak yerine burada aday gösterselerdi.
(alternatif: Rinko Kukichi - Babel)

Yard. Erkek Oyuncu - Eddie Murphy (Dreamgirls)
Eddie Murphy sonunda bir Altın Küre sahibi olacak. Bence gün kadar açık. Ben Affleck üzerinde o kadar ilgi yok (ki Oscar adaylığına bile ulaşamayacak) Jack Nicholson'ın şeytan tüyünden korkulur ama Murphy'ye karşı alternatif olarak altın çocuk Brad Pitt'i sunacağım.
(alternatif: Brad Pitt - Babel)

En iyi Yönetmen - Martin Scorsese (The Departed)
Evet daha 2 sene önce ödülü aldı ama bu sene onun senesi. Onu ciddi anlamda zorlayacak isimse elbette Inarritu. Ve ben gidip de dünkü adamı Scorsese'ye tercih edeceklerini sanmıyorum.
(alternatif: Alejandro Gonzales Inarritu - Babel)

Yabancı dile en iyi Film - Letters from Iwo Jima
"Letters..." artık yarı ölü sayılır biliyorum ama Spielberg ve Eastwood'a aynı anda heykelcik vermek zevkinden kendilerini mahrum bırakacaklarını sanmıyorum. Açıkçası HFPA bu anlamda popülist oynar gibi geliyor bana. Tabii Oscar'ın en iddialısı konumundaki "Pan's Labyrinth"e 'önce biz ödül verdik' yapmak da isteyebilirler.
(alternatif: Pan's Labyrinth)

Senaryo - Babel
Burası zor. "The Queen" orjinal senaryoda Oscar'ı alması gereken bir film. Ve burada kaybetmesi onun hiç işine yaramayacak. Diğer taraftan süper popüler "The Departed" da ödüle çok yakın. Ama HFPA Babel'i çok sevdi ve illa ki bir ödül vermek isteyeceklerdir. Bence o yüzden burada kazanır.
(alternatif: The Departed)



Orjinal Müzik - Babel
Maalesef hala hepsini dinleyemedim. Özellikle "The Fountain" çok övülüyor. Ama geyik işte... Babel'e gider bu.
(alternatif: The Fountain)

Orjinal Şarkı: Bunu geçeyim şimdilik çünkü bir tek Dreamgirls'den Listen'ı dinledim. Herhalde ödülü de o alır.

Animasyon - Happy Feet
O kadar da iyi değilmiş ama dans eden ve şarkı söyleyen penguenlere kim karşı koyabilir ki? Hem Pixar bu sene çok da güçlü değil. (Filmi çok beğendim o başka)
(alternatif: Cars)

TV için tahminlerim de yarın geliyor...

Friday, January 12, 2007

Pek rüya gibi değiller

"Dreamgirls", bu senenin en gaz şekilde beklenen filmlerindendi. Cannes'da gösterilen 20 dk.lık görüntü sonrasında filmden herkes enfes birşey bekliyordu. Senarist ve yönetmen Bill Condon'un daha önce Chicago'yu yazmış olması da bu gazı tetikliyordu. Film bu sene en son görücüye çıkan Oscar niyetlilerinden oldu. Ben de bu sabah seyredebildim ama kesinlikle bir hayal kırıklığı yaşadığımı söylemeliyim. Ve şu kadarını söyleyeyim bu sadece beklentiyle ilgili değil. Herşeyiyle vasat bir müzikal var karşımızda.
Herşeyden önce ben Condon'ın senaryo konusunda inanılmaz derecede kolaycılığa kaçtığını ve basit bir iş çıkardığını düşünüyorum. Diyaloglarla ve daha dramatik anlarla süslenebilecek pek çok ana, müzikalin hali hazırda olan şarkılarını dayamış. Ayrıca şarkıların sözleriyle o anki duruma dair yaratılan manzara ve gösterilen yorumlar o kadar basit ki. Aralarda seyirci belki salaktır anlamaz şeklinde yapılan yakın planlar (sahne şovları dışında) anlamsız mizansenlerle (hele son sahnede Jamie Foxx'un hareketleri) Condon'ı benim gözümde yönetmenlikte de başarısız bir konuma sürüklüyor.
Film arka arkaya gelen kliplerden oluşuyor diyebiliriz. Ve bu anların hepsi hem şarkıcıların üstün performansı hem de allengirli set tasarımları ve takip etmekte zorlandığınız kurgu oyunları eşliğinde sunulduğu için inanılmaz bir şaşaa var ve film akıp geçiyor. Ama onca gösteriş içinde düzgün bir hikaye yazmayı unutmuşlar. Sık sık başvurulan ellipsisler (zaman atlamaları) dikkat dağıtıcı olduğu gibi karakterlerin öykü içinde doğru düzgün bir gelişmeye gitmesini de sağlamıyorlar.

Bunca 'müzik dolu' bir filmin müzikleri de maalesef oldukça yavan. İlk başta enfes çalışmalar var. Üstelik tamamen siyah oyunculardan oluşan ana kadrodan da R&B, Caz ya da herneyse doğru düzgün 'siyah müzikleri' duyacağınızı sanıyorsunuz. Ancak filmin başlamasından bir süre sonra sonra filmdeki karakterlerimizin 'yeni bir sound' arayışıyla o güzelim müzikler yerini ruhsuz, her biri bir diğerinin aynı beyazlara uygun şarkılara bırakıyor. Sadece bazı şarkıları tamamen oyuncuların güzelleştirdiğini düşünüyorum. Tabii ki müziklere çok kötü demiyorum. Muhtemelen soundtrack albümünü de keyifle dinlerim ama sürekli aynı pop şeyleri dinletmek film için iyi değil diye düşünüyorum.
Oyunculara gelince. Beyonce'de ciddi bir oyunculuk hamuru var. Bu yeteneği görmemek için kör olmak gerek. Ama maalesef bu rol onun için iyi değil. Çünkü yaptığı şeyin %90'i zaten çok iyi yaptığını kanıtladığı şarkı söylemek. Ama geri kalan o %10 gerçekten de kızda potansiyel olduğunu gösteriyor.
Jennifer Hudson, herşeyden önce filmin en albenili karakteri olmanın avantajına sahip, hakkını yemeyeyim Oscar'ı alma ihtimali karşısında tüylerim diken diken olsa da Hudson gayet iyi ve enfes bir sesi var kabul etmek lazım. Yine de film kariyerinin çok fazla sürdürecek gibi gelmiyor bana. Yeni bir Queen Latifah vakası olabilir. Jamie Foxx'a gelince. Karakteri o kadar basit ki, Al Pacino oynasa kötü olacak o yüzden onu geçiyorum.

Eddie Murphy cidden çok eğlenceli. Maalesef rolü küçük ama filmin yine de en etkileyici performansı ondaydı bence. Hele onca mızmız kız arasında gerçekten ilaç gibi geliyor ve kesinlikle süper eğlendiriyor.
Film teknik yönden göz kamaştırıcı ama açıkçası ben görüntü yönetmenliği ve kurgu dalında adaylık almasına karşıyım yani anlamsız bir şey olurdu. Ama kostümler, setler falan tabii ki çok başarılı. Her paralı müzikalde olduğu gibi.
Moulin Rouge! sonrasında izlediğimiz Chicago, zamanında bize bir düşüş gibi gelmişti ama bu filmleri izledikçe Chicago'yu da öpüp başıma koyasım geliyor. Maalesef o yıldan beri düzgün bir müzikal yapılamadı ve Dreamgirls de bu kuralı bozmuyor.

Son bir not: R&B ve sesinin en tiz noktasına çıkıp bağıran kadın perfomanslarını seviyorsanız bile filmde bir süre sonra başınız ağrımaya başlıyor gürültüden. Bu müzikten hoşlanmayanlar hiç gitmesin.
Not: 2/5

Mektuplar niye kayıp?

Hollywood'daki meslek birlikleri yılın en iyileri için adayları açıklamaya başladığından beri herkes "Letters from Iwo Jima"nın yokluğu nedeniyle şaşkınlık içinde. Peki ne oldu da 2006'nın en iyi eleştirilerini toplayan 3. filmi sektörde çalışanlardan onay alamadı?
Tabii ki eleştirmenler herşey demek değil. Geçtiğimiz senelerde de "A History of Violence", "Eternal Sunshine of the Spotless Mind", "American Splendor" ve hatta "Far From Heaven" gibi eleştirmenlerin sevgilisi filmlerin "en iyi film" kategorisinde aday gösterilmeyişine tanık olduk. Ama bu kez durum farklı. Çünkü bu bir Clint Eastwood filmi. Ve Million Dollar Baby'le Oscar aldığı zaman Barbra Streisand'ın söylediği gibi onlar "Clint'e bayılıyorlar". Elbette Clint'in 4, Steven Spielberg'ün de 3 Oscar'ı var otursunlar oturdukları yere diyebilirsiniz. Ama Hollywood'dakilerin böyle demeyecekleri aşikar.
Bazılarına göre Eastwood'un bu sene iki filmle çıkış yapması kafaları karıştırdı ve oy bölünmesine yol açtı. Ama şu bir gerçek ki, "Flags of our Fathers"dan ödül bağlamında vazgeçtiklerini sağır sultan bile duydu.

Amerika'daki Oscar guruları Kris Tapley ve David Poland gibi sektörün nabzını birebir tutan isimlere göre ise sorun çok başka. Meğerse "Letters from Iwo Jima"nın DVD kopyaları üyelere geç gönderilmiş. Ve meslek birliklerinde azımsanmayacak bir çoğunluk (belki de hiçbiri) filmi izleyememiş. Bu gerçekten de neredeyse her eleştirmen grubundan övgüyle dönen filmin neden anavatanına ulaşamadığını açıklıyor. Ve sonuçta meslek birlikleri üyelerine yetişmediyse 3 gün sonra oylama süreci bitecek olan Oscar'lara da film ulaşamamış demektir. Tabii akademinin birliklere göre daha az üyeden oluşması bir avantaj sağlayabilir. Ama yine de şu aşamada "Letters from Iwo Jima"nın havasını alacağı kesin. 23 Ocak'ta Oscar adayları açıklandığı sırada akademi üyelerinin DVD'leri zamanında alıp almadığını anlayacağız.

Bu arada ben filmi hala izleyemedim. Ki hala internete bir kopyasının düşmemiş olması bile yukarıdaki teoriyi gerçek kılmaya yetiyor sanırım.

Thursday, January 11, 2007

Görüntü yönetmenleri ve Senaristler diyor ki:

Bugün iki meslek grubu da bu yılki adaylarını açıkladılar.
Amerikan Görüntü Yönetmenleri Topluluğu (ASC) bence gayet şık adaylar seçmiş. Daha bu sabah Dreamgirls'ü izlemiştim ve filmin herhangi bir görüntü yönetmenliği adaylığı hakettiğini düşünmüyordum. Bunun yanında belki de Michael Ballhaus'a özel ödül verdikleri için "The Departed" da adaylar arasında yok.

Bu senenin görüntü yönetmenliği dalındaki adaylar aşağıda...
"Apocalypto" Dean Semler
"The Black Dahlia" Vilmos Zsigmond
"Children of Men" Emmanuel Lubezki
"The Good Shepherd" Robert Richardson
"The Illusionist" Dick Pope

Apocalypto'yu henüz izleyemedim ama şaşırtıcı değil. "The Good Shepherd" neredeyse unutulmak üzereydi bu iyi bir moral olmuştur sanırım. "The Black Dahlia" aslen gayet başarısız bir film olsa da bu alandaki adaylığını hakettiğini düşünüyorum. Aynı şey "The Illusionist" için de geçerli ben filme bir türlü ısınamadım, Amerikalılar baya sevdi ama şuna katılırım ki Dick Pope birinci sınıf bir iş çıkarmıştı. Umarım Oscar'da da adaylık alabilir. "Children of Men" içinse başka bir şey söylemiyorum zira ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz. İzlemediklerimi saymazsak kazanması gerekir.
Oscar'la uyuşma durumuna gelince bu adaylardan birisi çıkıp "The Departed" kesin girer ama umarım "Dreamgirls" giremez.

Yazarlar Birliği:
Senaristler de bu seneki favorilerini açıkladılar. WGA adaylığı alan filmler aşağıda.


Orjinal Senaryo
Babel
Little Miss Sunshine
The Queen
Stranger Than Fiction
United 93

"Babel" konusundaki hislerimi bu blogu takip edenler biliyor ama yani tepki göstermek yersiz elbette onu bekliyordum. Bu senenin çok fazla ön plana çıkamamış filmi "Stranger than Fiction" gayet iyi bir seçim. "United 93"den daha iyi bir senaryo bulunabilirdi sanırım. Sonuçta film aslen yönetmen performansına dayanıyordu. Buradaki adayların hepsini seyrettim ve ben olsam havada karada oyumu "The Queen"e verirdim ama "Babel" & "Little Miss Sunshine"ın popülariteleri ortalığı tatsızlaştırabilir.


Uyarlama Senaryo
Borat
The Departed
The Devil Wears Prada
Little Children
Thank You for Smoking

Borat
beni korkutmaya başladı açıkçası. Senaryo dalında Oscar'a aday olma ihtimali yüksek olabilir. (Bu Amerikalılar amma salak yaw) ama şöyle bir şey var Oscar'da orjinal senaryo kategorisinde yarışacak çünkü yazılmış ve basılmış bir materyalden uyarlanmadı. "The Devil Wears Prada" neymiş de haberimiz yokmuş. Onun yerine gayet daha iyi bir uyarlama bulabilirlerdi. Zevzeklik işte. (Oscar şansı yükseliyor yanlız, çünkü filme yüz veren tek kurum WGA değil.) Ben olsam "Little Children"a verirdim ama "The Departed"ın bunu alacağı gün gibi açık. "Thank You for Smoking" umarım Oscar adaylığı almayı da başarır.

Oscar öncesi ödüller hakkında...

Özel istek üzerine bu Oscar öncesi ödülleri hakkında kısa bir bilgi vereyim ki neyden bahsettiğimiz daha belli olsun. Ama oldukça özet geçmeye çalışacağım.
Oscar'a giden yolda en önemli adım akademi üyelerinin dikkatini çekmektir. Bu anlamda reklam kampanyaları oldukça önemlidir. Çünkü bu adamlar oturup da vizyona giren yüzlerce filmi izlemiyorlar elbette. O yüzden Oscar öncesi zamanda hangi filmleri izleyeceklerini seçmeleri gerekiyor.
İşte eleştirmenler bu anlamda reklamlardan daha önemli bir etkiye sahip oluyor. Yıl sonunda her yazarın yayınladığı ilk 10 listeleri ve zilyon tane eleştirmen birliğinin (en prestijlileri New York & Los Angeles eleştirmenleri) seçtikleri 'en iyiler' bu anlamda dikkat çekmeyi başarıyor. Yani bir anlamda eleştirmenler sektörün bu elit kesimine hangi filmlere ve performanslara şans tanıması gerektiğini söylüyor. Mesela bu sene eleştirmenlerin ilgisi olmasa "Children of Men", "United 93" gibi isimlere rastlayamayabilirdik Oscar yarışında.


Meslek Birlikleri ise biraz daha farklı. Bu kuruluşların tabii ki tek derdi yıl sonunda ödül vermek falan değil. Aslen sektördeki çalışanları bir çatı altında toplayan (sendika gibi bir şey) kurumlar bunlar. Ama sonuçta yıl sonunda kendi içlerinde en başarılı isimlere ödül vererek bir anlamda kendi alanlarında en sevdikleri işleri belirliyorlar.
Akademinin oyları meslek birlikleriyle bağlantılı oluyor. Mesela "en iyi yönetmen" Oscar'ı için adaylıkları belirleyecek kişiler akademiye üye olan yönetmenlerdir. Dolayısıyla da "yönetmenler birliği" (DGA) nin beğendikleriyle de genelde uyuşurlar. (Sonuçta adamlar aynı zamanda 'yönetmenler birliği'ne de üyeler) Ama her zaman aynı sonuçlar çıkmıyor çünkü bu meslek birliklerine üye olan herkes akademiye üye değildir. Yine de istatistik olarak DGA adayları (ve kazananları) çoğunlukla yönetmen Oscar'ıyla uyuşur. Pek çok diğer meslek birliği için de geçerli bu. Örneğin "Oyuncular Birliği" (SAG)'in de katılımı çok önemlidir. Çünkü akademide en büyük çoğunluğu oyuncular oluşturmaktadır.
Çok vaktim olmadığı için böyle kısa tuttum umarım açıklayıcı olmuştur.

Wednesday, January 10, 2007

Scorsese gümbür gümbür...

Evet bir süredir burayı hafiften boşluyorum. Biraz yılbaşı sonrası rehavet biraz da başka işlerin çıkması yüzünden... Neyse arayı kapatmak adına.. Dün Oscar'larda önemli bir rolü bulunan Yönetmenler Birliği (DGA - Directors Guild Association) adaylarını açıkladı.
Film gösterime çıktıktan sonra o kadar da muazzam bir etki bırakmayan Dreamgirls'le Bill Condon aday olmayı başardı. Little Miss Sunshine'ın iki taze yönetmeni de adaylık kapmayı başardı.
Eleştirmen ödülleri sayesinde ödül sezonuna gayet güçlü başlayan "Letters From Iwo Jima" ile Clint Eastwood'un liste dışı kalması ile herkesi ciddi anlamda şaşırttı. Bu sezonun en iyi eleştiri alan filmlerinden olmasına rağmen meslek birlikleri bu filmi sahiplenmedi ve artık 'en iyi film' başta olmak üzere büyük ödüllerde de adaylık alması zor gözüküyor. Yani "Letters..." resmen tarihe karıştı.
Dışarıda kalan Clint Eastwood ya da Paul Greengrass'ın (United 93) bir ihtimal yönetmen kategorisinde aday olabileceği konuşuluyor. Ama aşağıdaki DGA'in belirlediği aşağıdaki beş adayın bu sene 'en iyi film' için yarışma ihtimali şu an çok yüksek.

Alejandro Gonzalez Inarritu - Babel
Martin Scorsese - The Departed
Bill Condon - Dreamgirls
Jonathan Dayton & Valerie Faris - Little Miss Sunshine
Stephen Frears - The Queen

Bu listeye baktığımız zaman Yönetmenler Birliği'nden 7. adaylığını alan Scorsese'nin bu ödülü kazanması kesin. Film çok beğenildi ve şimdiye kadar yönetmene sadece yaşam boyu başarı ödülü veren birlik Scorsese'yi taçlandıracaktır. Bu sene nihayet Martin Scorsese'nin yılı olacak.

Makyaj finalistleri...

Bu sırada akademi de makyaj kategorisi için finalistlerini belirledi. Şaşırtıcı olan "The Queen"in olmaması. Aşağıda gördüğünüz 7 finalistten 3'ü bu kategoride Oscar adaylığı için yarışacak.

Apocalypto
Click
Pan's Labyrinth
Pirates of the Caribbean: Dead Man's Chest
The Prestige
The Santa Clause 3: The Escape Clause
X-Men The Last Stand

Friday, January 05, 2007

Dirt: feci bir şey...

Friends benim için çok önemli bir sitcomdur. Öylesine bir dizi olmanın da ötesindedir. O yüzden oyuncularına karşı her zaman zaafım olmuştur. Courteney Cox ise benim dizideki en sevdiğim karaktere can veren oyuncudur. Yani tabii ki kendisi bir Meryl Streep falan değil ve sınırlı bir oyunculuk gücü olduğunu kabul ederim ama Dirt'teki Lucy Spiller karakteri tam da onun canlandıracağı gibi 'bitchy' bir karakter olması nedeniyle umutluydum. Ama maalesef çok başarısız.
Tabii ki tek başarısız olan Cox değil. Tüm dizi başlı başına ucuz, rezil birşey. Nip/Tuck'ın yıldızını parlatan "sansasyon iyidir" mantığından hareketle dizi türlü türlü anlamsız ve üstelik hiçbir etkileyiciliği olmayan saçma sapan entrikalardan oluşuyor. Karakterler ve olaylar o kadar karikatür seviyede ki. Özellikle yukarıda bahsettiğim ve son iki sezondur saçmalamaya başlayan Nip/Tuck bile bunun yanında Citizien Kane kalır.
Çok yazık olmuş. Bu arada diziyi e2 almış. Ne zaman yayınlar bilmiyorum ama erken bir saatte beklemeyin zira RTÜK de tepelerinde olacaktır.

Bu arada bu yorumum tamamen ilk bölüme dayanıyor. Devamında toparlarlar mı bilmiyorum ama pek olası görmüyorum. Çünkü dizi çok iddialı gözüküyor. Deli bir prodüksiyon çalışması var ve baya da para akıtmışlar belli ki ama işte içi böyle boş olunca...

Thursday, January 04, 2007

SAG-TV : Sopranos'un dönüşü

Yardımcı ve Başrol ayrımı yapmayan Oyuncular Birliği'nden en çok adaylığı alan dizi de "The Sopranos" oldu. Neredeyse 2 yıllık bir aradan sonra başlayan yeni sezonu geçtiğimiz baharda yayınlanmıştı. Ödüllerin gedikli ismi haline gelen Edie Falco & James Gandolfini'nin yanında dizinin kadrosu da aday gösterildi.
Ancak yine de adaylıkta öne çıksalar da kazanma konusunda o kadar başarılı olacaklarını sanmıyorum. Michael C. Hall ve Hugh Laurie erkek oyuncularda başa baş mücadele edecek sanırım.
Kadın oyuncularda Edie Falco daha şanslı ama Mariska Hargitay'i yabana atmamak lazım.
Komedilerin kadın oyuncuları arasında ben bile bir seçim yapamam. Çok zor bir kategori olmuş. Erkek oyuncularda Favorim ise Jason Lee.
Ensemble dramada kişisel favorim 24. (Ki herkesin bu seneki favorisi o) Komedi de ise "The Office" ya da "Entourage" öne çıkabilir. 2 senedir bu ödülü kaptırmayan "Desperate Housewives"ı da unutmamak gerek.

Sonuçta Altın Küre'lerden daha düzgün adaylar çıkardıkları su götürmez bir gerçek.

Erkek Oyuncu (Drama)
James Gandolfini (The Sopranos)
Michael C. Hall (Dexter)
Hugh Laurie (House)
James Spader (Boston Legal)
Kiefer Sutherland (24)

Kadın Oyuncu (Drama)
Patricia Arquette (Medium)
Edie Falco (The Sopranos)
Mariska Hargitay (Law & Order: Special Victims Unit)
Kyra Sedgwick (The Closer)
Chandra Wilson (Grey's Anatomy)

Erkek Oyuncu (Komedi)
Alec Baldwin (30 Rock)
Steve Carell (The Office)
Jason Lee (My Name Is Earl)
Jeremy Piven (Entourage)
Tony Shalhoub (Monk)

Kadın Oyuncu (Komedi)
America Ferrerra (Ugly Betty)
Felicity Huffman (Desperate Housewives)
Julia Louis-Dreyfus (New Adventures of Old Christine)
Megan Mullally (Will & Grace)
Mary-Louise Parker (Weeds)
Jaime Pressly (My Name Is Earl)

Ensemble (Drama)
24
Boston Legal
Deadwood
Grey's Anatomy
The Sopranos

Ensemble (Komedi)
Desperate Housewives
Entourage
The Office
Ugly Betty
Weeds

Erkek Oyuncu (TV Filmi / Mini Dizi)

Thomas Haden Church / BROKEN TRAIL
Robert Duvall / BROKEN TRAIL
Jeremy Irons / ELIZABETH I
William H. Macy / NIGHTMARES & DREAMSCAPES
Matthew Perry / THE RON CLARK STORY

Kadın Oyuncu (TV Filmi / Mini Dizi)
Annette Bening / MRS. HARRIS
Shirley Jones / HIDDEN PLACES
Cloris Leachman / MRS. HARRIS
Helen Mirren / ELIZABETH I
Greta Scacchi / BROKEN TRAIL

Oyuncular Birliği kafaları karıştırdı

Oyuncular Birliği Ödülleri için bugün adaylar açıklandı ve Oscar kulislerinde işler biraz karışacak gibi gözüküyor. Çünkü kısaca SAG olarak bilinen bu birlik Leonardo DiCaprio'yu "The Departed"la yardımcı erkek oyuncu kategorisine yerleştirdi. Leo, Altın Kürelerde başrol sayılmıştı. Ve şirket de aynı şekilde propaganda yürütüyordu. Oscarlarda oyuncu kategorilerini seçen üyeler zaten birer SAG üyesi olduğunu düşünürsek işler karışıyor. Ve Ocak sonunda Oscar adaylığı açıklandığı sırada Leonardo hiçbir adaylık alamayabilir, bu kafa karışıklığı ve oy bölünmesi sonucunda. Demek ki bir oyuncu aynı sene içinde iki güçlü performans sergiliyorsa bu onun yararına olmuyormuş.
İşte SAG ödüllerinde sinema adayları.

Kadın Oyuncu
(
bu kategori gayet normal... hiçbir sürpriz içermiyor)
Penelope Cruz, Volver
Judi Dench, Notes on a Scandal
Helen Mirren, The Queen
Meryl Streep, The Devil Wears Prada
Kate Winslet, Little Children

Yardımcı Kadın Oyuncu
(Abigail unutulmak üzereydi tekrar gündeme geldi. Babel'in kadınlarının şansı da devam ediyor)
Adriana Barraza, Babel
Cate Blanchett, Notes on a Scandal
Abigail Breslin, Little Miss Sunshine
Jennifer Hudson, Dreamgirls
Rinko Kikuchi, Babel

Erkek Oyuncu
(Ryan Gosling'in burada alması Oscar şansını güçlendiriyor. Leonardo'nun ne olacağı ise meçhul)
Leonardo Dicaprio, Blood Diamond
Ryan Gosling, Half Nelson
Peter O'Toole, Venus
Will Smith, Pursuit of Happyness
Forest Whitaker, The Last King of Scotland

Erkek Oyuncu
(En kesin gözüken Jack Nicholson listede yok. Brad Pitt yok. Ben Affleck yok. Bu kategori Oscar'ların en zorlu kategorisi olacak kuşkusuz.)
Alan Arkin, Little Miss Sunshine
Leonardo DiCaprio, The Departed
Jackie Earle Haley, Little Children
Djimon Honsou, Blood Diamond
Eddie Murphy, Dreamgirls

Ensemble (kadro)
(Bobby'nin yıldızlarına karşı koyamamışlar. Gerisi oldukça mantıklı ama ben "The Queen"i de görmek isterdim burada.)
Babel
Bobby
The Departed
Dreamgirls
Little Miss Sunshine

Wednesday, January 03, 2007

Yapımcılar adaylarını belirledi...

Oscar sezonunun önemli bir dönemi sayılan meslek birlikleri de bu hafta teker teker adaylarını açıklamaya başlayacaklar. Yapımcılar Birliği (PGA) bu yılki adaylarını açıkladı. Herkesi şaşırtan şey "Letters From Iwo Jima"nın listede olmayışı. Onun dışında hem TV hem sinema dalında gayet anlaşılır adaylar mevcut. "Babel" ve "Little Miss Sunshine" burada adaylık alarak büyük bir avantaj yakaladılar. Genellikle bu ödülü kapan film "En iyi Film" Oscar'ını da eve götürür. (Crash, Braveheart gibi çeşitli istisnalar var tabii)
Diğer bir ilginçlik ise "The Departed"ın yapımcılarından Brad Pitt'in adaylar arasında isminin geçmemesi.İşte TV ve sinema dalında önemli adaylıklar...

Film
Babel
The Departed
Dreamgirls
Little Miss Sunshine
The Queen

Animasyon:
Cars
Flushed Away
Happy Feet
Ice Age: The Meltdown
Monster House

TV Dizi (Drama)
"Grey's Anatomy"
"House"
"Lost"
"The Sopranos"
"24"

TV Dizi (Komedi)
"Arrested Development"
"Curb Your Enthusiasm"
"My Name is Earl"
"The Office"
"Weeds."