Salı'ya kadar önemli birşey olmaz diyordum ama oldu. Dün yapımcılar birliği (PGA) onlara göre yılın en iyi filmini seçti: "Little Miss Sunshine". Aslında oldukça çekişmeli bir kategoriydi. Yapımcı gözüyle baktığımız zaman iki görkemli film Babel ve Dreamgirls oldukça büyük bir avantaj sağlıyorlardı. Ancak adaylar içinde bu iki filmin destekçileri olduğu kadar filmleri beğenmeyenler de var. "The Queen"e kimse şans tanımıyordu ve en iddialı konumdaki film de "The Departed"dı. Açıkçası ben de "The Departed" olur diyordum ama LMS'in neden seçildiğini de anlayabiliyorum. Gayet düşük bütçeli olmasına rağmen star olmasa da çok iyi bir oyuncu kadrosu kurup bunun üzerinden adamlar yılın en çok konuşulan filmlerinden birisini yarattı.
"The Departed"ın almamasında tek sevindiğim nokta ise PGA filmin yapımcılarından sadece Graham King'i yarışabilir bulmuştu. Halbu ki Scorsese dahil olmak üzere herkes Brad Grey'in de film için çok çalıştığını ve adaylıkta isminin geçmesi gerektiğini söylemişti. (Grey'in Paramount'ın başında olması bu açıdan yarışmasını engelliyormuş) Sonuçta King'in tek başına o ödülü almaması iyi oldu.
Akademi geçtiğimiz senelerde filmin kredilerinde geçen yapımcıların ciddiye alınmayacağını ve maksimum üç kişinin ödüllerde adının geçeceğini belirtmişti. Ve bu konuda da referans olarak PGA'i kabul ediyorlardı.
Yalnız bu seçimin şöyle bir unsuru var ki; Oscar'larda en iyi film yarışını şekillendiren ödüllerden birisidir PGA. İstisnalar dışında çoğunlukla PGA'i alan film en iyi film Oscar'ını da alır götürür. (Tabii bu istisnaların daha çok geçtiğimiz senelerde yaşanması bundan sonra istisna olmaktan çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor bence.)
Neyse... sonuçta Little Miss Sunshine ciddi bir avantaj sağladı yarışta. Oscar adayları ise Salı öğleden sonra.
No comments:
Post a Comment