Wednesday, March 07, 2007

Yeni nesil ne hallere düşmüş...

Sanırım bu adamın her filminden sonra söyleyeceğim şu lafı: "Nick Cassavetes babasına hiç çekmemiş." Yani bağımsız yapı ve kaliteli bir bakışın ötesinde adamın elindeki materyali değerlendirememesi gibi bir sorun var bence. Şimdiye kadar kötü bir filmini seyretmedim ama filmlerinin her biri içindeki malzemelerle bomba etkisi yaratacak bir güce aday olmalarına rağmen sadece ortalama olmakla yetiniyorlar.
"Alpha Dog" da bir istisna değil. Kesinlikle çok güçlü sözler sarfeden hatta belki de baya önemli bir film bu. Ve hiç şüphesiz ciddi anlamda da sizi etkilemeyi başarıyor. Ama çok daha fazlasını da yapabilirdi. Öncelikle filmin en büyük sorunu fazla dağılmış olması. Tarihin belki de en gerzekçe (yaşanmış bir olay olduğunu hatırlatayım) kaçırılma öyküsünü anlatan film ilk başta, karakter ve ortamların tanıtılması için fazladan mesai harcıyor. Kaçırılma anıyla birlikte oldukça hoş bir dinamizm kazanıyor ve bunu bir süre daha devam ettiriyor. Ondan sonra bu öykü de zamanla kabak tadı vermeye başlıyor. Aralarda tekrar düzeliyor. Ve finaline doğru da doruk noktasına çıkıyor. Ama sonra tekrar ritm aşağı düşüyor ve sonlarını da fazla uzatıyor.
Özellikle başlarda ciddi sabırlı olmanızı tavsiye ederim. Çünkü bir halt konuşmayan, sürekli şebek şebek ortada dolaşan, kavgaya tutuşan ve her daim kafası dumanlı tipler görüyorsunuz. Bu sıkıntı verebilir. Ki diyaloglar da mesela boş olmalarına rağmen Tarantino usulü bir karizma barındırmıyorlar.
Yine de genel anlamda baktığımız zaman film aslında tamamen dayandığı bu gerçek öyküye hizmet ediyor. Yani diyaloglar bomboş diyebiliriz ama zaten bu film de bomboş veletleri işliyor. Boylarından büyük işlere kalkışarak bir nevi evcilik oynayan, anne-baba denetiminden yoksun, kendilerini kaybetmiş tipler. Ne olursa olsun gerçekçi bir hava katıyor. Ama yine de filmi izlerken canınızı sıkabilir.


Oyuncular filmin en büyük artısı şüphesiz. Onca aptalca diyalog sarfetmelerine rağmen tüm kadro gayet gerçekçi bir manzara çıkarıyor ortaya. Ve hiç şüphesiz çekimler sırasında da çok eğlenmiş gözüküyorlar. Justin Timberlake, oyunculuk kariyerinde ciddi başarılara imza atabilecek yeteneğe sahip olduğunu gösteriyor. Canlandırdığı karakteri unutulmaz kılmayı bilmiş. Bunun yanında bir bukalemun olarak nitelendireceğim Ben Foster, Jake Mazursky rolüyle çok etkileyici. Adamın nasıl kılıktan kılığa girdiğini görmek istiyorsanız bir de X-Men 3'teki haline bakın. Six Feet Under'ın da son 3 sezonunda yer alan oyuncu orada da her sezon neredeyse bambaşka farklı boyutlar kazandırmayı başarmıştı kariyerinde. Burada abartılı oynadığını düşünsem de yine çok etkileyici olduğunu kabul ediyorum. Eğer kariyerini düzgün devam ettirirse ileride büyük adam olacağı kesin. Sharon Stone & Bruce Willis (çok yaşlanmış) konuk oyunculuktan öteye gidemiyorlar. Yine de Stone'un özellikle filmin sonlarındaki sahnesi sizi koltuğunuza gömebilir. Aslında gerçekten de tüm kadro o bölgede yaşayan insanların tüm abartılarını performanslarına taşısalar da bunu gerçekçi kılmayı beceriyorlar.
"Alpha Dog" herkesi çok etkileyecek bir film. Filmin içindeki dinamizm ve bilgi aktarma sorunlarına rağmen bitimine kadar sabredin diyeceğim. Sonuçta süreçten memnun kaldığınızı göreceksiniz. Film popüler olursa çevremizde 'gençlerin yetiştirilmesi ve başı boş bırakılması' üzerine baya geyik döneceğinden de emin olabilirsiniz. Günahıyla sevabıyla görülesi ama çok iyi olma fırsatını da elinden kaçırmış bir film.
Not: 2,5/5

No comments: