Friday, December 01, 2006

Borat bize de gelebildi...

MTV'deki ödül gecelerinde ya da özel programlarda görme fırsatı bulduysanız Borat'ın ne menem bir kişi olduğunu da biliyorsunuz. Hatta büyük ihtimalle en iyi esprilerine de tanık olmuşsunuzdur. Bu senenin şüphesiz en olaylı filmi Borat, bizde de pek kolay olmayan bir şekilde vizyona girmeyi başarıyor.
Öncelikle Amerika'da neredeyse bütün eleştirmenlerin ve milyonlarca insanın bayıldığı ve tüm zamanların en komik filmlerinden biri olduğunu iddia ettikleri filmi bir kaç sahne dışında komik bulmadığımı belirtmeliyim. Ama bu durumun filmin kendisinden çok seyircinin kültürel farklılıklarından ileri geldiğini düşünüyorum. Herşeyden önce Borat, bizim artık doyduğumuz Şaban kültürüne ait yapısıyla bizim için biraz bayat kaçıyor. Nasıl bizde şehre gelen saf Anadolu çocuğu, modern hayatla çatışırsa aynı şey Kazakistan'ın dağlarından Amerika'da şehrin göbeğine düşen kahramanımız için de geçerli. Ama sonuçta bu tip bir karakter Amerikan seyircisine oldukça yabancı ve onların geçmişinde de Kemal Sunal, İlyas Salman filmleri gibi bu türün klasikleşmiş örnekleri yok. Bu arada filmdeki esprilerin son derece belden aşağı ve pis olduğunu da belirtmeme gerek yok sanırım.
Borat'ın hedefi vurduğu bir diğer önemli unsur ise 'siyasi doğruluk' diye abuk bir şekilde çevirebileceğim 'political correctness'den geliyor. Bu kavrama çok önem veren Amerikalıların aynı zamanda bunun karşı duruşlarıyla karşılaştıklarında ne yapacaklarını şaşıracakları bilinir. İşte yarattıkları bu şaşkınlık ve ille de doğruyu Borat'a anlatma çabaları filmin mizahının belirleyici bir öğesi. Ama gördüğünüz gibi dilimizde kelime karşılığı bile olmayan bir kavramı bu kadar sömüren bir yapım haliyle bizde de komik olmuyor. Şu bir gerçek ki Borat bizde olsaydı, ömrü çok kısa olurdu, zira mutlaka birisi silahını çekip adamı vururdu.
Yalnız Borat'ın iyi yönleri de var. Mesela gayet skeç bombası haline getirilebilecek bir şov potansiyeli var ama bunun yerine dramatik bir yapı illa ki kurulmuş. Ayrıca filmde inceden Amerika'ya dair siyasi ve toplumsal bir taşlama da mevcut. Bu yüzden kişisel görüşüm filmin tamamen bir kayıp olmadığı yönünde. Ki şu da var, ben gülmemiş olabilirim ama filmin genel konsepti itibariyle gayet eğlendirici olduğunu söylemeliyim. Tabii ki boş bir film ama kötü de değil. Ayrıca bize yakın olması itibariyle Kazakistan konusunda da duygusal yanınız varsa harekete geçirmeden izlemenizi öneririm. Bu konuda film sizi oldukça zorlayabilir çünkü herşeyden önce belgesele yakın bir havası var ve belli konularda abartarak da sözünü sakınmıyor. Ama orası konusunda ne kadar araştırmadan yoksun olduğunu da etnik kimliğin öne çıktığı sahnelerde Goran Bregovic besteleri kullanarak gösteriyor. Bu arada Sacha Baron Cohen'in de çok başarılı bir performans sergilediğini söylemeliyim. Ki büyük ihtimalle film Altın Küre'lerde Komedi/Müzikal kategorisinde Erkek Oyuncu ve En iyi Film'e aday olacak. Hatta kazanması bile olası.

Sansür durumları...
Geçtiğimiz hafta içinde "Özen Film" filmin denetleme komisyonunun alt kurulunda takıldığını duyurdu ve bunun için de üst kurulun toplanıp filme onay vermesi gerekti. Filmin Türkiye'de yasaklanma ihtimalinin bile olması bence çok çirkin ve geri kafalı bir davranıştı. Bu film gayet çirkin esprileriyle gayet incitici olabildiği doğru ama bu kararı seyircinin vermesi gerekir. Üst Kurul toplandı ve filmin vizyona girmesine izin verdi. Ancak verilen izne göre bu filmi her yaştan kişi izleyebilecek. Önce yasaklamaya çalışıp sonra da, bence en az 13 yaş sınırlaması koyulması gereken bir filmin, bu şekilde vizyona girmesine onay vermeleri bu denetim kurullarının ne kadar işe yarar bir şekilde çalıştığının da bir göstergesi sanırım.
Benden tavsiye küçükleri götürmeyin bu filme...
Not: 2/5

1 comment:

gaykedi said...

Borat Hava Yolları !

Osmanlı paşası, dalkavuklarına "Özrü kabahatinden büyük bir şey yapın" demiş. Ertesi gün konağının merdivenlerinden çıkarken, dalkavuklardan biri, paşanın kaba etine bir çimdik atmış. Paşa öfkeyle dönüp, "Ne yapıyorsun be gafil" diye bağırınca, dalkavuk kabahatinden büyük özrünü seslendirmiş: - Beni affedin paşam, Sizi hanımınız sanıp çimdik attım...

"11 uçak için ayrı ayrı kurban kesmek yerine Türk Hava Yolları teknik kısmında sadece bir deve kestirdik" lafında da özür, kabahatin kendisi kadar büyük aslında...Mehmet Barlas yazmış bu günkü yazısından...

filme gitmeye hiç gerek yok etraf borat kaynıyor, Serdar Ortaç' ın şarkısında "Binlerce dansöz var" dediği gibi, "Binlerceee Borat varr" !