Tuesday, November 28, 2006

Muharrem'in suçu neydi?

"Yeni Sinemacılar" uzun bir sessizlikten sonra tekrar gündeme damgasını vuracak gibi. Yoldan çıkan Serdar Akar'ın ayrılmasıyla senarist Önder Çakar bu sefer yine çok yetenekli bir yönetmen olan Özer Kızıltan'la işbirliği yapıyor. Bu sene Toronto'da aldığı özel ödül ve Antalya'nın en fazla ödül alan filmi olduktan sonra "Takva" nihayet vizyona giriyor. Kısaca "Allah korkusu" olarak tanımlayabileceğimiz bu sözcük aynı zamanda filmin derdini de çok iyi anlatıyor. Kendi halinde yaşayan dış dünyayla bağlantısı sadece çalıştığı Çuval deposu ve geceleri zikir törenin katıldığı dergahla sınırlanan Muharrem'in üstüne verilen görevlerin ardından değişen hayatı ve bununla baş edebilme çabalarını anlatıyor.
Türk sinemasında iyi karakter analizleri maalesef yapılamıyor. Ancak "Takva" bu engeli aşan az filmden biri mutlaka. Erkan Can'ın mükemmel performansının da etkisiyle Muharrem aramızda yaşayan birisi olup çıkıyor. Aynı zamanda senaryo onun geçirdiği değişime de oldukça özenli bir şekilde yaklaşıyor. Ve işin matematiğini çok sağlam bir biçimde kuruyor. Zaten filmde öncelikle senaryonun ön plana çıktığını söylemek mümkün. Özer Kızıltan hiçbir görsel abartıya girmeden öyküye hizmet eden bir tavır edinmiş ve bu da filmin olgunluğunu bir kat daha artırıyor.Takva'nın başka erdemlerinden birisi de bence 'tarikat' olgusuna oldukça mesafeli yaklaşmış olmasından kaynaklanıyor. Bu aşamada Muharrem ne kadar 3 boyutlu bir karakterse geride kalan neredeyse tüm figürler iki boyutta kalmış. Ama şahsen ben bunun bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum. Zira ana karakterimize odaklanmamızı sağladığı gibi yukarıda belirttiğim işin toplumsal yanını da oldukça ucu açık bırakılmış duruma geliyor.
Bu durum pek çok kişi tarafından ters karşılanabilir elbette. Eminim bu filmi görmeye giden çoğu kişi baskın bir tarikat eleştirisi ve genel anlamda toplumsal bir bakış açısı bekleyecektir. Ama "Takva" aslen ana karakteri garip Muharrem'i izliyor ve onu önemsiyor. Geride kalanlarla ilgili farklı yorumlara çekilebilecek tonlarca ayrıntı mevcut filmde. Ancak film bunlara bir yorum getirmiyor ve nötr kalmayı tercih ediyor. Bu şekilde derli toplu da bir hal alıyor.
Bu sene Türk sineması için çok güzel bir sene. Dilerim ardı ardına gelen bu nitelikli filmler seyirci desteğiyle de karşılaşıt. Sonundaki acelecilik dışında hiçbir yerine itiraz etmeyeceğim "Takva"yı da görmenizi şiddetle tavsiye ederim. En azından sırf Erkan Can'ın performansı bile izlemek için yeterli. 1 Aralık'ta vizyonda.

Not: 4/5

No comments: