Saturday, December 30, 2006

Hayal kırıklıkları ve bariz kötüler...

Hayal Kırıklıkları
Burada sıralama yapmayacağım ama geçen sene cidden vasat filmlerin çok sık abartıldığına tanık olduk. İlk aklıma gelen örnek "V for Vendetta". İçerik olarak inanılmaz gaza getirici ve gerçekten de seyirciyi provoke etme gücüne sahip bir filmdi. Ama inanılmaz vasat oyunculuklar, çok basit diyaloglar ve etkileyici olmayı başaramayan bir yönetmenlik performansı vardı ortada. İnsanları anarşi konusunda gaza getirmek çok kolaymış bunu görmüş olduk.
Bir diğer büyük bomba ise Babel'den geldi. Inarritu ve kadrolu senaristi Arriaga bu sefer bence duvara tosladılar. Filmin gayet işleyen yanları vardı ama daha önce de buraya yazdığım gibi bu sefer bağlantılarda zayıflık vardı ve kendisini olduğundan büyük görme durumu beni sinir etti. Filme kötü demiyorum ama hele şu aralar Oscar adaylığı için favori durumunda olması bile beni sinir etmeye yetiyor.
Yine daha önce hakkında yazdığım "Death of a President" ve "War Tapes" yurt dışında abartılmaları nedeniyle hafif çapta hayal kırıklığı yarattılar. Bunun yanında Bryan Singer'ın büyük bir sorumsuzluk eseri olarak bıraktığı ve Brett Ratner denen cibiliyetsizin eline teslim ettiği X-Men serisi de üçlemenin en kötü filmini sergiledi. "The Da Vinci Code"dan zaten birşey beklemiyordum ama o da senenin vasatlarındandı. Ayrıca John Turturro'nun yönettiği "Romance & Cigarettes"in de bir süre sonra aşırı tekrarlarla feci şekilde dinamizm kaybettiğini düşünüyorum.

Bariz Kötüler...
Dabbeeeeeee.... Bu filmi mutlaka izleyin hele hele sinemacı olmak istiyorsanız ne yapmamanız gerektiğini Gigli'den sonra en iyi özetleyen film bu sanırım. Evet maalesef Türk filmleri kötü olunca gerçekten dayanılmaz olabiliyor. "Çinliler Geliyor" bunlardan birisiydi. Kötülerin hepsine denk gelemiyorum tabi. Ama bu senenin çekilmez diğer iki Türk filmi de "Kardan Adamlar" ve "Kısık Ateşte 15 Dakika"ydı.
Yabancılara geçelim... Gereksiz devam filmi "Underworld: Evolution", Nanni Moretti'den hiç beklemeyeceğim kadar düz bir seyirlik olan "Il Caimano", Oliver Stone'u yerin dibine batırmak istediğim World Trade Center, Anlamsız uyarlama "The Lake House", ayrıca bizde vizyona girmemesine rağmen Oscar adaylıkları nedeniyle izlediğim North Country'den de burada bahsedeyim. Feci klişe ve inanılmaz gereksiz bir filmdi.
Tabii Sharon Stone'un mükemmel fiziğine rağmen "Basic Instinct 2" çok feci değildi bence ama yine de kötüydü kabul etmek lazım.

No comments: