Monday, December 04, 2006
Rahatsız edici, Manipülatif ve Baştan Çıkarıcı
Todd Field'ın yeni filmini tanımlamak için daha kullanılacak çok laf var. Mesafeli, provokatif ve hipnotik de bunların arasında sayılabilir. "In The Bedroom"u izleyenler bilirler yönetmenin sineması öyle çabuk hazmedilmeyi bir kenara bırakın rahat rahat midenize oturabilecek bir sinemadır. Şunu açık bir şekilde söylemek mümkün ki yönetmen ikinci filminde de aynı tarzını devam ettiriyor. "Little Children"ı izleyen birisi anında "In the Bedroom"la bağlantı kurabilir. Bu durumda sanırım iki filmi karşılaştırarak gitmek gerekiyor.
Todd Field bu sefer yine Amerika'nın 'sakin' olarak bilinen kasaba/banliyö tarzı bir yerine odaklanıyor. Ve yine burada yaşayan küçük insanlar üzerinden öyküsünü anlatıyor. Filmde 4 ana karakter üzerinden birbiriyle kesişen öyküler anlatılıyor. (Tabii ki bu anlatım parçalı öyküler kadar değil, bu öyküler gayet birbirine organik biçimde bağlı.) Bu filmde çocuklarını yetiştirmek için evinde kalıp birşeylerden vazgeçenler, hayatta istediği şeyi yapmaya bir türlü fırsat ya da cesaret bulamayanlar, hayatlarının tüm anlamı sandıkları şeyleri kaybedenler ve bariz biçimde toplumun dışına atılmış ya da atılma riski yaşayan karakterler var. Banliyönün o görünüşte huzurlu ama tamamen ön yargılı ve insanın hayatını hapishaneye çevirebilecek baskısı içinde nefes almaya çalışan küçük insanlar var.
İşte bu insanlar bence son dönemin en iyi dramalarından birisinde can buluyorlar. Todd Field'ın mesafeli sinema anlatımı, günümüzde pek rastlamadığımız (Lars Von Trier'in Dogville ve Manderlay'i yakın zamandaki tek örneklerdir herhalde) Will Lyman'ın etkileyici bir tonla canlandırdığı tanrısal üst ses aracılığıyla karakterleri iyice küçültüyor iyice çaresizleştiriyor. Onlara sürekli dışarıdan bakmak zorunda kalıyorsunuz. Ama yine de film sizi (Peter Travers maalesef benden önce kullanmış bu terimi) "bir mıknatıs gibi kendine çekiyor." Bir sonraki sahnede ne olacağını tahmin edemiyorsunuz. Ve bu dört karakter üzerinden anlatılan öykülere daha pek çok toplumsal/psikolojik temayı detsekleyici yan figürler ekleniyor.
Herhalde anlamışsınızdır şimdiye kadar filmi ben çok beğendim ama Field sineması kesinlikle herkese göre değil bunu söylemek isterim. Sadece 2 film yapmasına rağmen beni bu kadar heyecanlandırmış başka bir yönetmen yoktur herhalde.
Filmdeki performanslara gelince bence Hollywood'un daha da çok değerlendirmesi gereken Patrick Wilson yine çok iyi. Kate Winslet yine bildiğiniz gibi, gayet mükemmel. Jennifer Connelly aldığı rol gayet küçük olmasına rağmen (Brokeback Mountain'daki Anne Hathaway misali) gayet oturaklı ve etkileyici. Bunun dışında Noah Emmerich, Jackie Earl Hayley ve Phyllis Somerville her sahnelerinde rol çalıyorlar.
Üzerinde konuşacak yazacak çok şey var sanırım ama ilk aşamada böyle bir tanıtım yazayım dedim. Uyarlandığı kitabı da (Türkiye'de "Aşk Bir Varmış Bir Yokmuş" adıyla satışta) hemen alıp okuduktan sonra tekrar izlemek ve daha ayrıntılı bir analiz yapmak niyetindeyim. Bu sene benim ilk 5'ime illa ki girecek bir film.
Not: 5/5
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment