Friday, October 06, 2006

Dexter

Popüler kültür geçtiğimiz hafta yeni bir seri katille tanıştı. Showtime'da yayınlanmaya başlayan "Dexter", Jeff Lindsay'nin Türkiye'de Artemis Yayınları'ndan çıkan "Delirtici Düşlerin Dexter"ı adlı romanından TV'ye uyarlanmış. İlk bölümün yönetmenliğini "Six Feet Under"da adına rastladığımız Michael Cuesta yapmış. (Kendisi aynı zamanda bolca övgü almış "L.I.E" ve "Twelve and Holding" adlı filmlerin de yönetmeni. ) İlk bölümün yazarlığını ise "The Sopranos"dan tanıdığımız James Manos Jr. yapmış.

Dexter Morgan
, aslen bir adli tıp görevlisi ve suç bölgelerindeki kan izlerine göre davaların çözülmesine yardımcı oluyor. Ancak bunların dışında bir de hobisi var. 'Ölmeyi hak edenleri' arkada delil bırakmadan da temizliyor ve bu onun için vazgeçilmez bir ritüel. Bunun yanında kendine güven sorunu çeken polis memuru üvey kız kardeşi, polis departmanında farklı şekilde etkilediği insanlar ve sorunlu (ya da 'yaralı' ) bir kız arkadaş dizinin ana kadrosunu oluşturuyor.
Dexter, şüphesiz TV tarihinin en ilginç karakterlerinden birisi. Anladığım kadarıyla her bölümde üvey babasıyla olan 'akıl hocası - çırak' ilişkisine dair flashback'ler bizi bekliyor ve dizi Dexter'ın aklından geçenleri bıkmadan verdiği üst seslerle de daha ayrıntılı çiziyor.
Senaryosu ise ince elenip sık dokunmuş tarzdan. En ufak ayrıntılar seyirciye ustalıkla ve göze sokulmadan veriliyor. Özellikle psikanalizle ilgilenenlerin iştahını kabartacak bu öykü aynı zamanda görsel olarak fazlasıyla karanlık bir atmosfere sahip. Daha çok yağmurlu ve güneş görmeyen bir şehre yakışacak (bkz. Se7en) şekilde yaratılmış karakterler Miami'nin canlı ortamında farklı bir tezat oluşturuyor. Ve kesinlikle ortamın tüm albenisini de Dexter'ın gözünden baktığımızda öldürüyor.
Dizinin en önemli artısı ise elbette başroldeki Michael C. Hall. Hall'u Six Feet Under'daki içe kapanık ama dışarıya açılmaya ve kabuğunu kırmaya çalışan duygusal küçük kardeş David Fisher olarak tanımıştık. Birden bire böyle bir rolde görünce de insan hafif afallıyor. Zira bu karakter David'i döver.


Kendisini çok iyi tanıyan ve kişiliğiyle bir anlamda barışık ancak bunu tamamen zihninde saklayan dışarıya ise bambaşka bir manzara sunan bir karakter var burada. Ama ne yaptığının kesinlikle farkında. Sadece topluma uyum sağlıyormuş gibi gözükmeyi tercih ediyor. Böylece en karanlık yönünü de zarar görmeden korumayı başarıyor. Hall'un Six Feet Under'daki eşcinsel karakterinden sonra bu dizide de aseksüel birisini oynadığını belirtmek lazım. (Ama sanırım bilinçaltı ona farklı oyunlar da oynacayak sonraki bölümlerde.)
Enfes atmosferi ve polisiye gerilime yeni bir tat getirecek senaryosu ile Dexter bu yıl başlayan dizilerin en iyilerinden. Amerika'da tutulduğu takdirde Türkiye'ye gelmesi de uzun sürmez diye düşünüyorum. CNBC-e'nin "Nip/Tuck" ve "Six Feet Under"lı Pazar gecesi kuşağına da çok iyi gidecek bir yapım aslında.

Not: 4,5/5

No comments: