"Rocky Balboa"nın çekildiğini ilk duyduğum zaman artık Stallone'nin iyice bunadığına kanaat getirmiştim. Ama sonradan biraz yumuşamış belki de o kadar kötü olmaz diye aklımdan geçirdim. Ne var ki o sırada filme ait ilk fotoğraflar çıkageldi. Ringlerden çok Darülacaze'ye yakışacak bir Rocky gördüm resimlerde ve azıcık inancım da sona erdi.
"Rocky Balboa" geçtiğimiz Aralık ayında Amerika'da gösterime girdi. Seyirci çok ilgi göstermedi ama eleştirmenler gayet beğendiler. Hatta ilk filmle eşdeğer olduğunu söyleme cürretine sahip olanlar da vardı. Kendimizi kandırmayalım hala ilk Rocky herkesi döver ama şu bir gerçek ki Rocky'yle büyümüş bir nesil bu filmden delicesine zevk alır.
Filmin en özel yanı hiç şüphesiz önceki filmlere tonlarca referans vermesiyle birlikte neredeyse bir zaman tüneli işlevi görmesinden kaynaklanıyor. Geçmişin o güzelliği (ne kadar güzeldi tartışılır ama terk edilmiş değildi en azından), şimdinin yıkıntıları arasında yine umudunu kaybetmiş insanlar yaratıyor. Zaten Rocky'nin olayı hep bu değil miydi? Kaybedenlerin rüyalarını gerçek hale getirmek? İşte serinin bu 6. filmi de kurduğu ağır depresif melankolik havayla seyirciyi yine o meşhur montaj sekansına ve Philadeplhia Müzesi merdivenlerinin en tepesine çıkarmaya hazırlıyor kendisini.
Adrian'sız Rocky'nin ne hallerde olduğu, oğluyla arasındaki sorunları, geçmişin peşini bırakmaması (ya da bırakmasını hiç istememek) kahramanımızın yolculuğunu biraz olsun tanımlıyor. Filmin dramatik tercihleri gayet seyirciyi (ama Rocky seyircisini) kavrayacak şekilde hazırlanıyor. Ve sonunda yine ringlere çıkılıyor.
Sylvester Stallone'de iş bitmiş orası aşikar ama seriye son bir nokta koyamayacak kadar da değil. Eski dostlar yine aramızda. Milo Ventimiglia ise Rocky'nin oğlu olmak için biçilmiş kaftan. Filmden yana tek şikayetim bana çoook kısa gelmiş olması. Bir noktadan sonra herşey çok hızlı ilerliyor, belki hikayenin sünmemesini ve sonunda ne olacağını bildiğimiz bir öyküde oyalanmamızı sağlıyor olabilir ama hazırlık öncesinde karakter arası ilişkiler, Rocky'nin tekrar lisans alma çabaları daha bir geniş verilseydi ve hemencecik geçilmeseydi bu film çok daha iyi noktalarda olabilirdi şüphesiz.
Ama hakkını yememek lazım, seriye hak ettiği şekilde nokta koymayı başarıyor film. Ve "artık olmaz" denilen bir zamanda o büyüsünü tekrar ortaya koyuyor.
Bu arada filmin sonunda yazılar akarken çekilmiş görüntülere de değinmek istiyorum. Müthiş olmuş. Ki seriye saygı duruşunda bulunan bir filmin de kendisinin farkında oluşunu gösteriyor. Rocky'nin gizemi işte o jenerikte akarken veriliyor aslında.
Not: 3/5
No comments:
Post a Comment