Uyarlama Senaryo: The Departed
Herşeyden önce "Notes on a Scandal"ı seyretmedim diyerek başlayayım. Her ne kadar Patrick Marber övgüler alsa da, filmin senaryodan çok oyuncularla ön plana çıktığı söyleniyordu. Burada da şansı yok. "Children of Men" ve "Little Children" gibi iki başarılı uyarlamanın ise maalesef şansı yok. (Yine de sürpris yapabilecekler listesine "Little Children"ı almanızı öneririm) Borat'a gelince. Evet Amerikalılar çok sevdi ama onlar bile filmin senaryoda çok performansa dayalı bir başarı olduğunda hemfikirler. Açıkçası hayranlık boyutunu o kadar da abartmazlar gibi geliyor bana...
"The Departed"a gelince. William Monahan (orjinal filmi de izlediğim için çok rahat konuşuyorum) gayet sağlam bir uyarlama işinin altından kalmış durumda. İrlandalı mafya üyeleri, Boston karakterlere direk oturtulmuş ve Infernal Affairs'in en can alıcı twistleri aynen korunmuş. Şahsen bir remake yapılacaksa böyle yapılmalı diyorum. Zira iyi veya kötü kendi ruhuna sahip bir film çıkmış ortaya. Ayrıca yeni favori yazarları da olabilir. Bir 'hoşgeldin' heykelciği anlamında aynı zamanda.
Hakeden: Little Children
Kitabı da olağanüstü başarılı ama Tom Perrotta ile birlikte Todd Field'ın yaptığı işi kitabın her sayfasını çevirdiğimde daha da takdir ediyorum. Bu senenin kayıtsız şartsız en iyi uyarlama senaryosu buydu. Yazık oldu.
Kimin hakkı yendi?: Casino Royale
Hiç de şaka yapmıyorum. Borat yerine gayet aday olabilirdi. Seriye yeni bir dinamik getirdi. 20 küsür yıldır artık küflenmiş bir karakteri küllerinden doğurdu ve herşeyden önce bu senenin de en başarılı aksiyonuydu ve bunu herşeyden önce akıllıca yazılmış senaryosuna borçluydu. Eleştirmenlerden BAFTA'ya kadar takdir edildiği tonlarca saygın kuruluş da vardı. Ama hadi canım sende diyorsanız. O zaman size bu senenin en zeki filmlerinden "Thank You for Smoking" derim. "A Scanner Darkly" ve "Tristram Shandy" gibi akademi radarından uzak uyarlamalardan bahsetmiyorum bile. Bu saydığım filmler yukarıdaki sıkıcı listeye inanılmaz bir dinamizm eklerdi.
Orjinal Senaryo: Little Miss Sunshine
Herkes bayılıyor. WGA ödülünü kaptı bile. Ve şu anda 'en iyi film' yarışında bile çok iddialı. Başka bir nedene ihtiyaç var mı? "Babel" burada ciddi sıkıştırabilir. Guillermo Arriaga herkes tarafından saygı gören bir senarist. Her ne kadar en iyi işi olmasa bile beeelki böyle bir sonuçla karşılaşabilir. Diğer yandan "The Queen" de yabana atılamaz. "Little Miss Sunshine"ın çok fazla abartıldığını düşünenler çıktıysa oylar belki de oraya kaymıştır. Çok iyi olmalarına rağmen "Letters from Iwo Jima" & "Pan's Labyrinth"in de şansı yok bence. Ama sürprizlere açık olmak lazım. Zira ikisi de WGA'de aday değildi. Belki Akademi'den fazla sevgi alırlar.
Hakeden: The Queen.
Bu yılın orjinal ya da uyarlama en iyi senaryosu. Bu kadar basit. Bir b.ktan anlamaz HFPA bile bu dalda Altın Küre'yi layık görmüşken bu insanların LMS'in şirinliğine kendilerini kaptırmalarını anlayamıyorum. Peter Morgan bu senenin yıldız senaristi umarım haksız çıkarım ve hakeden kazanır.
Kimin hakkı yendi?: Half Nelson
Katman katman birinci sınıf bir ilk senaryoydu. Ancak Think Film küçük bir şirket ve Ryan Gosling'i bile adayların arasına zar zor sokabildi. Yine de senaristlerden bu cesur hamle gelseydi güzel olurdu. Aklıma gelen bir başka film ise "Stranger than Fiction". Ama o kadar uykuları kaçıracak derece değildi.
No comments:
Post a Comment