Friday, January 11, 2008

2007'nin En İyi Performansları Vol.3

Gelelim erkeklerde ilk 10'umuza... (vizyona giren filmler içinde) 

10- Russell Crowe (3:10 to Yuma) 
Bu filmde tonlarca çok sıkı performans vardı. Ben Foster, Christian Bale veya Peter Fonda. Herkesin de favorisi ayrı ayrı şüphesiz. Yine de ben filmden tek bir isim seçmem gerekirse Crowe'u seçerdim. Rolüne getirdiği karizma bence öykünün daha da sürüklenmesini sağlıyordu. Evet özellikle Foster başta olmak üzere rol çalanlar vardı ama şu filmi sevdiysem en büyük nedeni Crowe'un yansıttığı ruhtur. 

9- Guy Pearce (Factory Girl) 
Pearce sessiz sedasız biçimde belki de kariyerinin en etkileyici performansını sundu bize 'Factory Girl'de. Adam Andy Warhol'u oynadı, daha ne olsun? Karakterin o nevi şahsına münhasır garipliği, kitschliğini çok da karikatürize etmeden gerçekleştirdi. Sienna Miller da filmde ondan çok besleniyor gibi gözüküyordu. En azından Edie'nin hayatındaki çıkmazları bile daha iyi anlıyorduk bu karakter sayesinde. İzlemediyseniz mutlaka göz atın. 

8- Mircea Andreescu (12:08 East of Bucharest) 
'Bu da kim?' diyebilirsiniz. Filmi izlediyseniz ikinci yarıdaki tek gülme kaynağınızdan bahsediyorum. Hiç kıpırdamayan bir kamera karşısında 3 kişi. Kabul edelim ki hali hazırda komik bir senaryo da mevcut. Ama Andreescu'nun o dünyayı umursamayan ihtiyarı geçen senenin en hatırlanası karakterlerinden biriydi. İnanılmaz doğal olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum, zira Romanya sinemasından bahsediyoruz. 

7- Kazunari Ninamiya (Letters From Iwo Jima)
Tamam başrolde Ken Watanabe çok karizmaydı ama Ninamiya bence filmin gizli yıldızıydı. Saigo zaten anlatıcı niteliğiyle de filmin merkezinde yer alıyordu aslında. Çoğu gelişmeyi onun gözünden görüyorduk. Ninamiya, Hollywood'a transfer olur mu bilinmez ama takip edilesi bir oyuncu. Karakterin naifliği, hassaslığı ile benin filmde en sevdiğim performansa imza attı. 

6- Jackie Earle Hayley (Little Children) 
Filmi ne kada sevdiğimi daha önce de yazdım buralarda. Aslında ensemble olarak tüm kadro çok iyiydi. Özellikle bayanlar da ön plana çıkıyordu ama filmin erkekleri Patrick Wilson & Hayley de gayet iyilerdi. Hayley, bu garip kişiliği bence tüm duygularını falan vererek gayet iyi yansıtıyordu perdeye. Karaktere ne kızabiliyorduk, ne de destekleyebiliyorduk. Birinci sınıftı. 

5- Leonardo DiCaprio (Blood Diamond)
Bu herif iyice coşmaya devam ediyor. Gerçi daha ilk işlerini düşündüğümüzde de süper performansları vardı ama giderek olgunlaştı, pişti falan. İnanılmaz güzel bir aksan (hatta aksanlar) vardı film boyunca. Hiç beklemiyordum, filmi izlemeye başlarken, ama resmen kilitledi bizi filme. Sırf aksan için bile defalarca izlenir film. DiCaprio neslinin en sağlam oyuncularından biri olarak anılacak kesin. Filmde Hounsou da çok iyiydi ama artık ben şahsen bıktım onun bu 'ezilen ama gururlu 3. dünya vatandaşı' tipinden... DiCaprio ise tamamen tazeydi. :) 

4- Murat Han (Mutluluk) 
Bir ilk performans ve bomba gibiydi. Özgü Namal'la çok iyi bir ikili oluşturdular. Talat Bulut'un kötü performansı ve diyaoglarına rağmen bu ikili filmi alıp götürdüler. Han, bence sinemamızda pek çok oyuncuda bulunmayan hassas oyunculuğu nüanslarla çok iyi beceriyordu. 

3- George Clooney (Michael Clayton)
Bu herif de iyice oldu artık. Bir kaç sene öncesine kadar en fazla 'rol kesen yakışıklı' derdim. Hiçbir şekilde küçümsemem zira adam süper ama oyunculuk anlamında çok ileriye gideceğini de düşünmüyordum. Michael Clayton'da Tom Wilkinson herkesin favorisi. Katılırım çok iyiydi ama Clooney beni biraz daha tatmin etti diyebilirim. Öyle çok abartılı bir karakter olmadığını da kabul ediyorum ama oyuncunun seçtiği oyunlar beni gayet tatmin etti üstelik karakterle daha kolay empati kurmamı da sağladı. Michael karakteri bir yandan Clooney'nin tipik oyunlarını vermesine olanak sağlarken bir yandan da ona yeni kapılar açıyordu. 

2- Viggo Mortensen (Eastern Promises) 
Bu adam yıllar boyunca nasıl harcanmış belli değil. Sürekli kadınları baştan çıkartan karizmatik yasak aşk rolleriyle hatırlarım. Aragorn'la yeni bir kapı açıldı şüphesiz ama Mortensen kendini Cronenberg'le buldu. 'A History of Violence'ta da olağanüstüydü, burada da. Mafyatik karakter belki ilk bakışta çok klişe gibi gözükebilir ama adam döktürüyordu. Çırılçıplak hamam sahnesi için de harbiden cesaret gerekirdi. Mortensen bu sene Oscar'a aday olur sonuna kadar da hakeder. 

1- Casey Affleck (The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford)
Önümüzdeki aylarda vizyona girecek olan 'Gone Baby Gone'da da çok iyi... Affleck bu senenin en etkileyici, ateşleyici kışkırtıcı performansını veriyordu. Brad Pitt de filmde çok iyiydi ama Affleck filmin tek yıldızıydı. O mıymıntı, korkak, ve hatta lavuk karakteri filmi tek başına götürüyordu. Zaten bir mit kıvamında olan Jesse James'i hiç görmesek bile bu herif tek başına yetebilirdi herhalde. İki Affleck de son yıllarda bir yükselişe geçtiler, hayırlısı diyelim. Ve bu sene kategorisinde Oscar'ı en çok hakettiğini düşündüğüm isim olduğunu da ekleyeyim. 

No comments: