"The Golden Compass" hakkında Amerika'da ilk aşamada pek de iyi eleştiriler çıkmadı. Açıkçası ben filmi beğendim ama sevmemin en büyük nedenlerinden birisi filmin süsleri püslerinden çok metni olduğunu belirtmem gerek. Bir yandan son derece klasik ve gelenekçi bir yapıda, diğer yandan yarattığı karakterler, çizdiği mekanlar ve öykünün içindeki dönüş noktaları açısından da yenilikçi. Yani fantastik bir ürün olması için ille de tarih öncesinde geçiyormuş gibi gözükmesine gerek yokmuş bunu görüyoruz.
Film bir anlamda son dönem fantastik filmler içinde sanayi devrimi ürünü gibi. Yarattığı dünya son derece ilgi çekici. Diğer yandan karakterler de kendilerini sevdirmeyi başarıyorlar.
Yan rollerden en ağırlıklı olan Nicole Kidman... Sanırım uzun zamandır ilk defa kendisini beğendiğim bir filmde gördüm... galiba Dogville'den beri. (Fur'ü seyretmediğimi belirteyim burada) Bunun dışında Daniel Craig, Eva Green konusunda çok umutlanmayın ama belli ki 2. ve 3. filmde daha fazla gözükecekler.
Evet bu serinin 3 kitaptan oluştuğunu biliyordum ama filmlerin bu derece bağlantılı olacağını tahmin etmiyordum. Baya baya pembe dizi... "eee peki sonra?" şeklinde bitiyor film... Yine de bu filmdeki ana öykünün tamamlandığını ve yarım kalmadığını belirteyim. Sadece sonlara doğru yeni entrikalar çıkarıyor.
Dediğim gibi filmi ben baya beğendim. Hatta direk kitaplarına geçmeyi ve bir an önce okumayı planlıyorum. Tabii herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edemem. Zira Amerika'da gördük beğenmeyenler de baya var... ama bu türden hoşlananlar illa ki sıkılmaz...
(Bundan sonra daha sık buralarda olacam... :) )
No comments:
Post a Comment