Reha Erdem ise her fırsatta yönetmenin yanında kendisinin önemsiz olduğundan bahsedip durdu. (Daha doğrusu henüz o noktaya gelmediğinden) Henüz yolun başında olduğu doğru ama Erdem ve Ming-liang hislerin sinemasının nasıl yapılabildiğini bize gösteren çok iyi birer örnek. Açıkçası ikisini bir arada fikirlerini paylaşırken görmek çok güzeldi.
Yaklaşık 2,5 saat süren panelin ardından bu sefer Tsai Ming-liang'ın son filmi "I don't Want to Sleep Alone"unu seyrettik. Malezya'lı yönetmenin ülkesinde çektiği (ve orada 30 dk.sı sansürlenen) ilk filmi Mithat Alam'ın her fırsatta yönetmenin sinemasını tarif ederken kullandığı 'medidatif' sözcüğüne uygundu. Şehrin arka sokaklarında ve yıkıntılarında yalnız, birbirine tutunanların sinemasıydı bu. Yönetmenin alter-ego'su olarak kabul gören Kang-sheng Lee (ilk fotoda yönetmenin yanında... o da İstanbul'daydı) bu sefer Malezya sokaklarında, bir hasta yatağında kendisine bağlanan ve kendisinin bağlandığı insanlar arasında gidiyordu. Son sahneyle birlikte gözleri dolduran "I don't Want to Sleep Alone" yönetmenin her filmi gibi hakkında birşey bilmiyorsanız bodoslama atlamamanız gereken ama kendinizi bıraktığınız takdirde müthiş keyif alabileceğiniz bir film.I don't Want to Sleep Alone - 4/5
No comments:
Post a Comment